Bel ve bacaklara yayılan ağrı insanlık tarihi boyunca pek çok kişinin hayatını etkilemiştir. Tıbbi kayıtlarda, Hippocrates tarafından omurga ve omurilik cerrahisi fikri öne sürüldüğü görülmüştür. Ta ki 18. yüzyıla kadar bu girişim mümkün olmamıştır. Tüberküloz ve Pott absesi tedavisi için ilk omurga ameliyatları başlamıştır. Lister ve Semmelweis tarafından antisepsi kurallarının evrenselleştirilmesi ile birlikte omurga cerrahisi sonrası enfeksiyonlar azalmış ve omurga cerrahisinde ilerleme kaydedilmiştir.
Cotugno tarafından 1764 yılında bel, kalça ve bacağa yayılan ağrının nervus sciaticus'un zarar görmesi sonucu oluştuğu öne sürülmüştür.
Mixter ve Barr 1934 yılında yaptıkları devrim niteliğindeki araştırma ile bel ve bacağa yayılan ağrının intervertebral disk nedeniyle oluştuğunu ve cerrahi ile düzeltilebileceğini vurgulamıştır.
Tomografi ve MR cihazlarının geliştirilmesi ile lomber disk hernisi - bel fıtığı için yapılan tedavi yöntemleri ve cerrahisine büyük katkı sağlamıştır.
Lomber disk hernisi - Bel fıtığı, iki bel omurgası arasındaki kıkırdak yapıdaki darbe emici disklerin omuriliğe baskı yapacak şekilde fıtıklaşması sonucu oluşur. Bu durumda fıtık tarafından baskı altında kalan omurilik beslenmesi bozulur. bunun sonucunda etkilenen sinirin duyu alanında ağrı ve fonksiyon kaybı görülür.
Ağrı yanında, kas gücü kaybı ve uyuşmalar da baskı altında kalan sinir dokusunun vücudumuza verdiği imdat çağrısıdır. Bu durumda Beyin cerrahı tarafından yapılan muayene sonucu bazı hastalar için ameliyat kararı verilebilir.
Ameliyatta sıkışmış durumdaki omurilik, baskıyı yapan fıtık ve çevredeki kemik ve bağ dokulardan kurtarılır. Üzerindeki baskı azalan omurilik ve dallarından verilen, ağrı şeklinde algılanan imdat çağrısı ameliyat sonrası büyük oranda kaybolacaktır.